Bugünlerde Santiago’da bir aile, Riyad’da bir grup arkadaş veya Madrid’de bir çift, heyecanla yeni bölümünü bekledikleri Türk dizisini izliyor. Kıvanç Tatlıtuğ, Can Yaman, Hande Erçel gibi isimler artık sadece Türkiye’de değil, Latin Amerika’dan Orta Doğu’ya, Balkanlar’dan Avrupa’ya kadar milyonlarca insan için birer dünya starı. Peki, İstanbul’da bir sette çekilen bir aşk veya intikam hikayesi, nasıl olup da bambaşka bir kültürdeki insanları bu kadar derinden etkileyebiliyor? Bu sihrin sırrı sadece senaryonun gücünde değil, aynı zamanda o senaryonun dünyaya açılmasını sağlayan, karmaşık hukuki ve ticari anlaşmalarda gizli.
Bir dizinin yurt dışına satışı, basit bir “al-ver” işleminden çok daha fazlasıdır. Bu, milyonlarca dolarlık, her detayı özenle planlanmış, dev bir operasyondur. İşte bu operasyonun temelini oluşturan sözleşmelerde yapılacak en ufak bir çeviri hatası, büyük bir başarıyı finansal bir kâbusa çevirebilir.
Bu Yazımızda Neler Var:
Bir Bölümden Daha Fazlası: Sözleşmelerdeki Kritik Maddeler
Bir Türk yapım şirketi, dizisini yurt dışına pazarlarken genellikle şu tür anlaşmalar yapar:
- Dağıtım Anlaşmaları: Bir dizinin, örneğin bir İspanyol TV kanalında veya uluslararası bir dijital platformda (Netflix, HBO Max vb.) yayınlanma haklarının satılmasıdır. Bu sözleşmelerde “bölüm başı ücret”, “reklam gelirlerinden pay”, “yayın süresi” gibi maddeler yer alır. “Net kâr” ile “brüt kâr” gibi iki kelime arasındaki çeviri farkı, yapımcının alacağı parada milyonlarca dolarlık bir fark yaratabilir.
- Ortak Yapım (Co-production) Anlaşmaları: Bazen bir Türk yapımcı, bir İtalyan veya Meksikalı yapımcıyla güçlerini birleştirerek yeni bir proje üretir. Bu durumda imzalanan sözleşme, bütçenin kim tarafından karşılanacağından, senaryoda kimin söz sahibi olacağına, oyuncu seçiminden dizinin uluslararası mülkiyet haklarına kadar her detayı belirler.
- Yerelleştirme (Dublaj/Altyazı) Anlaşmaları: Dizinin hedef ülkede başarılı olması için yapılan dublaj veya altyazının kalitesi hayati önemdedir. Bu hizmeti sağlayan şirketlerle yapılan sözleşmeler, kalite standartlarını ve teslim tarihlerini net bir şekilde belirlemelidir.
Tüm bu karmaşık ve finansal değeri yüksek anlaşmaların her iki taraf için de net ve bağlayıcı olabilmesi için, tek bir yasal ve güvenilir yol vardır: Her kelimesi titizlikle hazırlanmış bir Yeminli Tercüme.
Hukuki Dilin Yönetmeni: Yeminli Tercüman
Warner Bros. veya Telemundo gibi dev bir medya şirketinin hukuk departmanı, önüne gelen bir sözleşmenin gayriresmi çevirisine itibar etmez. Sözleşmenin, kendi ülkelerinde de yasal olarak anlaşılabilecek, hukuki geçerliliği olan bir formatta olmasını talep eder. Bu geçerliliği sağlayan profesyonel Yeminli Tercüman‘dır. Bu uzman, sadece dilleri değil, aynı zamanda uluslararası medya ve sözleşme hukukunun özel terminolojisini de bilir. Onun imzası, bir anlaşmayı uluslararası arenada “resmi” ve “güvenilir” kılar.
Yapımcının Stratejik Partneri
Yapımcıların ve yönetmenlerin işi harika hikayeler yaratmaktır; uluslararası sözleşmelerin karmaşık diliyle boğuşmak değil. Bu nedenle, medya ve eğlence sektöründe deneyimli bir Yeminli Tercüme Bürosu ile çalışmak, bir yapım şirketinin en akıllıca hamlelerinden biridir. Profesyonel bir büro:
- “Royalty”, “syndication”, “VOD rights” gibi sektöre özel terimlere hakim tercümanlarla çalışır.
- Dizinin senaryosu ve ticari anlaşmaları gibi son derece gizli bilgileri profesyonel bir gizlilik taahhüdüyle korur.
- Uluslararası fuarlar veya anlaşmalar sırasında gereken hızlı ve hatasız çeviri ihtiyacını karşılar.
Sonuç olarak, Türk dizilerini birer dünya fenomenine dönüştüren o sihirli değnek, sadece oyuncuların yeteneği veya senaristlerin hayal gücü değil, aynı zamanda o hayallerin tüm dünyaya güvenle satılmasını sağlayan, her kelimesi doğru ve her maddesi sağlam uluslararası sözleşmelerdir.